Abla-Kardeş Dialogları

5 yorum
Kardeş-Doğum günün kutlu olsun.
Abla-Ne doğum günü ya , daha bir hafta var.
Kardeş-Olsun.Bu ayı komple senin doğum günün ilan ediyorum.
Abla-Yerim seni ben.
Kardeş-Sen zaten bir ayda zor doğmuşsundur.
Abla-Ee ancak yola çıkılıyor, kolay mı?
Kardeş-Ben bilirim senin çocukluğunu.
Abla-Asıl ben seninkini bilirim.Kurbağalardan almıştık seni biz.Babamın seni eve getirdiği günü hatırlıyorum hala. (Buna gerçekten inandırıp, ağlamasına sebep olmuştum.)
Kardeş-:))) Sen pek salaktın aslında.
Abla-Salak olan kim? Kurbağalardan alındığına inanıyorsun.
Kardeş-Olabilir.
Kardeş-Ninja kaplumbağalar ne peki?
Abla-Hasta mısın nesin anlamadım ki ben.
Kardeş-Ciddiyim.Ninja kaplumbağalar var.Splinter usta var.
Abla-Onlar mutanttı.
Kardeş-Onları kimden aldılar?
Abla-Bir dakika ya haklı mısın nesin sen?
Kardeş-Bak daha örnekleri var.Örümcek adam.
Abla-Kafam karıştı.
Kardeş-Batman var.
..........
Şeklinde devam eden bir sohbetin nasıl sağlıklı bir abla-kardeş ilişkisinin ürünü olduğunu tahmin edebilirsiniz.Ne konuşulmuş? Mantıklı tek kelime edilmiş mi? Ne gibi bir çıkarım yapılabilir bu dialogdan?

Dip Not:Batman ve örümcek adamı anınca mak100 aklıma geldi.Kapattım deyip terketmiş bizi.Şimdi Spider Man ve Batman'ı hangi bloglarda çarpıştıracağız? Ya da kaliteli müziğin sesini kimden dinleyeceğiz? Ben demez miyim Spider Man kazandı, Batman kuyruğunu kıstırıp kaçtı diye?

Nasıl Hareketler ki Bunlar?

4 yorum


Bu tanıtımı görünce meraklandım.İlk İstanbul ziyaretinde yapılacaklar listesine oyunu görmeyi de ekledim.Beşiktaş Kültür Merkezi Mutfağı'nda pişirilen oyuncuların sergiledikleri skeçler oluşturuyormuş bu çok güzel hareketleri.
Bilgi alıp, izleyenlerden fikir edinip bir sonraki harekete karar verilebilir pek tabi ki.

Mızıklayan Cinsiyet

9 yorum
Bayanların çoğunu memnun etmek zordur efendim.İyi ki söyledin diyeceksiniz ama bunu insanın kendine kendine arada hatırlatması gerekir.Yeni açılmış, deneyip temizliğini, yemeklerini onayladığınız, gıcır gıcır bir mekanda yemek yemeye gidersiniz bayan arkadaşlarınızla; bir tanesi aniden dehidrasyona girmişçesine istediği suyun hala gelmediğinden, diğeri künefenin kıtırdak olmayışından şikayet eder.Bir tanesi senin yemeğin geldiğinde verdiği siparişten pişmanlık duyar, unutmaları için dua eder.(Yemeği unutulsa mekanı harabeye çevirir ama.) Biri çorba istemez ama istediğini, buğulama balık istemiştir ama kızartmayı görünce kızartma istediğini iddia eder.Yemekten önce sunulan aparatifleri az bulur (sanki onlarla doyması gerekiyor) daha fazlasını ister.Kahve söyler soğuk der, soğuk su gelir sıcak ister.Tabak kullanmasını beceremez, tabağa sığmaz yenisini ister.Çayının yanında limon yoksa içinden hamamböceği çıkmışçasına bırakır içmez.
İşte bayan arkadaşlarınızla yemeğe gitmek böyle bir durum.Gitmezseniz birlikte birşeyler yapmadıklarından şikayet ederler.İki ucu hoklu.Ben bir bayan olarak bu kadarını görüp katlanamıyorsam erkeklere Allah'tan sabır diliyorum.Bu devirde ya heteroseksüel bir bayan olunur ya da homoseksüel bir erkek olunur.

"Pofidik"

8 yorum
Uzun süredir ana haberleri seyretmiyordum.Bu akşam rüyamda alt yazısına kadar gördüğüm bir haberin şokuyla uyandığımda televizyon açık uyuyakaldığımı farkedip bir oh çektim.Rüyamda gördüğüm isimle ilgili haber geçiyormuş tam.Sesi beynim algılayıp rüyaya çevirmiş, biraz değiştirerek tabi ki.
Bayadır izlemiyordum hadi izleyeyim de eğlence çıksın bana dedim ve yanılmadım.Pakistan milli günü sebebiyle düzenlenen resepsiyonda üniversite öğrencisi bir kızcağız Orgeneral Büyükanıt'la tanışmış, sarılmış, sevinmiş, ağlamış.Buraya kadar haydi diyelim ki olabilir doğaldır, kız hayranlık duyuyordur görünce sevinip duygulanmıştır falan filan.Ki insanın hayranlık duyduğu bir kişiyle tanışmaya çalışıp böyle sevgi sellerine kapılması da komiktir bence.Neyse..

Haberin devamında Ecem Erenoğlu isimli kızı Uğur Dündar yayına bağladı.Dündar kıza tanıştığı andaki hislerini ve Orgeneral Büyükanıt'ı nasıl bulduğunu sordu.Cevabın nasıl geleceğini bilse eminim böyle bir gaflette bulunmazdı.
"İnanılmaz bir histi.Anlatamam.Her Türk gencinin bunu yaşamasını isterim." veeee "Pofidik pofidikti...."
Sevgili Ecem heyecanını anlamaya çalışıyorum da senin "Pofidik" dediğin kişi Genelkurmay Başkanı yahu.Çeşitli benzetmeler yapardım senin bu pofidik tanımlamanı kimlere, nelere yapabileceğine dair ama sözü geçen şahıstan dolayı bu tanımlamalar beni aşar..
Şöyle diyebilirim ki hitabette eksik olarak yaratılmış milletimize çok güzel bir örneklemede bulundun.Bence "Ablaaa arkayı beşleyelim" den bir farkı yok bunun..

Hep Varım

6 yorum

Bu karikatürü gördüm. Kim çizmiş tanıyamadım, bulmaya çalışırken de şunu gördüm.Pek bir keyiflendirdi beni hem karikatür hem link.
Pazartesi sendromu olarak adlandırılan tembellik eğilimine kaptırmayalım kendimizi, gülelim, eğlenelim, coşalım diye yorgunluğa inat girdim yazıyı.
Varsak da yoksak da kime ne?

Mimest

6 yorum

Doctus şimdiye kadar karşılaştığım en anlamlı mim hareketini başlatmış."Dünyayı Güzellik Kurtaracak" başlıklı yazıyla çocuk istismarını engelleme hareketine dikkat çekip biz bloggerların silkinip konuya eğilmelerini sağlamış.Düşüncelerindeki incelikten kırılmasından korktuğum sevgili Goddess Artemis konudan beni de haberdar etti.Böyle bir mime yanıtsız kalmak ürkütürdü beni, insanlığımdan şüphelendirirdi.O yüzden belki de en hızlı yanıtladığım mimdir bu.

Mimimizin kuralları şu şekilde:
  • Mim konusu; Çocukluğunuzdan hatırladığınız ilk şarkı ve şu anda dinlediğinizde hissettirdikleri.
  • Banner
  • "Çocuk istismarını durdurun" sloganının yazıda geçmesi.
Çocukluğumdan hatırladığım şarkıyla aklımda sempatik bir kare beliriyor kendiliğinden.Barış Manço'nun "Bugün Bayram" şarkısı.Bayramları şenlik havasında geçirten ailem, bayram günlerinde bu şarkıyla bizi uyandırıp portmantoya biz uyanmadan balonlar asarlardı.Her bayram balonların orda olacağını sanki bilmiyormuşuz gibi yapıp çığlık çığlığa koşardık her zamanki yerlerine:) Bayramlara anlam yüklemeyi böyle öğrendim ben.Şimdi bu şarkıyı duyduğumda herkesin çocukluğunun şarkısını dinlediğinde yaşadığı burukluğu tabii ki hissediyorum.O coşkuyu şu an aynı biçimde hissedemeyecek olmanın verdiği garip bir duygu işte.

İstismar edilen çocukların bırakın bayram coşkusunu, çocukluğun verdiği kendiliğinden gelişen hiçbir coşkuyu hissedemeyecek olmaları da mim amacını hatırlayınca hepten acıtıyor insanı.İstismar kelimesi tek başına yeterince rahatsız ediciyken, önüne çocuk eklenince akıllara zarar bir hal alıyor.İstismar ne demek? Çocuk istismarı kimin haddine?

Tekrarı olmayacak yaşam döneminin coşkusunu engellememek için lütfen:"ÇOCUK İSTİSMARINI DURDURUN!"

Her Bedene Uygun Deli Gömleği , Ezginin Güncesi , Olmadık İşler Peşinde ve Üçünbiri söz sırası sizde..

8 Mart Çiçeklerim

11 yorum
Hayatımda almadığım kadar çiçek aldım 8 Mart sebebiyle.Güzel bir hismiş çiçek almak.7'sinde hastaneyi ilköğretim öğrencilerinin basmasıyla aldım ilk çiçeğimi.Sevimli bir kız çocuğu öğretmeninin baskısıyla binaya girerken uzattı.Öğretmeninin baskısı da ilginç geldi o esnada ama zaten çekinerek verdiği için çiçeği ben de olayı büyüttüm.Öptüm çocuğu, fazlaca teşekkür ettim sevinsin diye.
8'inde Antalya'ya doğru bir doktor arkadaşımla yoldayken polis çevirdi.Arkadaşım radarı geç farkettiğini söyleyince cezayı yediğimizi düşündük.Ben arabada beklerken kapım açıldı.Polis elinde iki çiçek ve bir broşürle "Kadınlar Günü.Eşiniz düşünmemiştir ama biz düşündük." dedi.Şaşırdım, teşekkür ettim.Tamam sağol polis beyciğim de "kadınlar günü ho", "al sana çiçek hoo" nasıl bir yaklaşımdır? Yontma taş devrinde miyiz? Ayrıca iki karşı cins birlikteyse her zaman eş durumunda olmayabilirler değil mi? Neyse ceza falan da yemeden koyulduk yolumuza.Arkadaşıma da dışarda elindeki çiçekleri sallamış aynı polis "Kadınlar günü, kadınlar günü" demiş kızarcasına.Sonradan pişman olduk polise biraz geyik yapmadığımıza.Polisi kafalamaktan içeri atmazlar nasıl olsa.Polisi kafalamak diye bir suç var mıdır ki? Enseye tokat popoya şapıldak gibi bir durum değil zaten bu.

..mış gibi:)

6 yorum
Uykudan önce.

Akıllı Birlik Akılcı Proje Uygular

18 yorum

Her konuda tüketim çılgınlığının had safhada olduğu toplumumuzda en çok suistimali yapılan ürünlerin çoğunu ilaçlar oluşturuyor.Milletimiz ilaç bağımlısı olmaya çok müsait bir yapıda.Eş dosttan duyularak alınan, "kırmızı hap iyidir turuncusu bana iyi gelmiyor" mantığı güdülerek kullanılan ilaçların hem bedene hem de cüzdanlarımıza zararının farkına varılmış ki bu konuda Sağlık Bakanlığı,Eczacılar Birliği ve çeşitli dernekler harekete geçtiler.
"Akıllı Çocuk Akılcı İlaç Kullanır" projesi Teb (Türk Eczacılar Birliği) tarafından başlatıldı.Projenin amacı adından da anlaşılacağı üzere bilinçli ilaç kullanımının çocuklardan başlatılarak topluma benimsetilmesi.Projenin hedef grubu 9-12 yaş arası ilköğretim öğrencileri.Proje kapsamında eğitimden faydalanacak iller Ankara, Yozgat, Eskişehir, Kırşehir, Kırıkkale ve Çorum.Projede onlara bir de tiyatro oyunu hazırlanmış.İlgilerini çekebilecek broşürlerle birlikte yapılan ve yaklaşık bir yıl sürecek olan bu eğitimlerin faydalı olacağını düşünüyorum.
Aslında öncelikle başta doktor ve eczacılar olmak üzere tüm sağlık sektörüne bu konuda eğitim verilmesi gerekir.Hasta-hekim-eczacı üçlemesinde her birinin bu bilinçte olmasıyla gerçekleşebilecek bir hareket bu.Hangi kıstaslar düşünülerek ilaç seçildiği sağlık otoriteleri tarafından biliniyor aslında.Biraz daha detaylı düşünülürse bu eğitimlerden alınacak yararların önü kesilmemiş olur.
Promosyonsuz günler dilerim:)Susarım..