Yaptım Film Oldu

5 yorum
İnte'nin film eleştirmeni kesildiği an:
Senaristlerin çoğu milletimizin ya duygusal yönünü ya da gülmeye muhtaç yönünü yakalayıp kemirmiyorlar mı? Güldürdün, yap serisini kır parayı.Olmadı baktın millet ağlamaya aç vur canlarının çıkacağı hassas noktalarından yine kır parayı.Milletteki ağlamanın ya da en azından hislenmenin sebebi de tamamen saklanan duygularını böğürmeye bir fırsat yakalama ihtiyacı.
Çağan Irmak bu bahsettiğim ikinci durumu yakalamış, sürdürmeye devam etmiş bir senarist yönetmen olduğundan yaptı Babam ve Oğlum'u, vurdu insanları hassas noktalarından.Nasıl oldu bu? Şöyle ki herkes ya evlat sahibi ya da evlat olduğundan acıklandı duruma, filme taptı.Tuttu mu tuttu.Güzel miydi eh.Yaratıcı mıydı kesinlikle hayır..
İkinci darbeyi de yedi mi hisli milletim Issız Adam'dan.Yedi.Neden? Herkes aşık oldu zamanında.Ayrıldı.İçinde kalan söylenmeye fırsat bulunamamış sözler oldu.Unuttu.Evlendi.Bu seçeneklerden birini yaşamamış Türk insanı yoktur.Noldu? Filme yine tapıldı.Yaratıcı mıydı konu? Yine hayır.
Kendi hayatımın kimi kesitleri bu filmlere taş çıkartacağından yaşanılanlardan bazı kesitleri satsam hem insanları ağlamak ne kelime böğürtürüm hem de paraya para demem.Hem gerçekler ele alınmış olur hem de kıytırık konuları solda sıfır bırakacak, hayal etmenin sınırlarını zorlayacak bir yapıt ortaya çıkar hem de ben yine paraya para demem ..na.. tıym..
Issız Adam'ı izledim, kızdım da yazdım bunları.Devrik cümleler varsa, noktalamada hatalar varsa söyleyin Çağan Irmak'a film yapsın bu yazıyı da.Ben de yineliyorum paraya para dememiş olurum .....tıym.

Ssshhhh...

6 yorum
2009'un ilk ayını özetlemeye çalıştım kendi kendime.Yaşananlara anlam verememekten kaynaklı kelimelerim yetersiz kaldı.Şu hikaye şimdiye kadar tadına varılan hisleri sanırım özetlemeye, derdimi anlatmaya yeterli olacak:
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde kendi halinde oraya buraya uçmaktan başka bir gayesi olmayan bir kuş oldukça soğuk bir günde yine kafasına göre uçarken soğuğun etkisiyle kanatları donuvermiş ve kuş kendini yerde bulmuş.Hareket edemezken ordan geçen bir inek kuşun üzerine sıçmış.Kuş duruma çok sinirlenmiş ve ineğe boyuna posuna bakmadan diklenecekmiş ki o sırada bokun sıcaklığı kuşun kanatlarını çözüvermiş ve kuş tekrar uçabileceğini anlayınca sevincinden ötüvermiş.Ordan geçen bir kedi kuşun ötmesiyle birlikte onu farketmiş ve kuş tam uçacakken onu yemiş.
Bu hikayeden çıkarılacak dersler:
  • Her üstüne sıçanı düşmanın sanma.
  • Seni boktan çıkaranı dostun sanma.
  • Ve en önemlisi bokun içinde mutluysan sesini çıkarma.
Şu sıralar sesimi çıkarmamayı tercih etmek durumunda kaldım a dostlar..